Boyun ağrıları insanların karşılaştığı en eski ve en yaygın problemlerden biridir.
Genel popülasyonda her 3 kişiden biri hayatlarının bir döneminde çeşitli nedenlere bağlı olarak gelişen boyun ağrılarından şikayetçi olmaktadır. Boyun ağrısı ile hastanın yaptığı iş arasında ilişki saptanmıştır. Çalışırken vucudunu efor olarak daha çok kullanan kişilerde kullanmayanlara göre daha fazla görülür.
Boyun fıtığı sinir kökü üzerine baskı yaptığı için özelikle omuza ve kola vuran ağrıya yol açar. Kol ağrısı sinir köklerine bası olduğu için çoğunlukla boyun ağrısından daha şiddetlidir. Sinir köklerine olan basının düzeyine göre kol ve el kaslarında güçsüzlük ve uyuşukluk olabilir.
Teşhis - Tedavi - Komplikasyonlar - Korunma
Uyarı !!! Bilgiler hastalar için geçerli bir uygulama rehberi değildir.Teşhis
Boyun fıtığı teşhisinde hastalığın öyküsünün iyi alınması ve uygun muayenenin yapılması gereklidir. Bundan sonra boyun grafileri, Manyetik Rezonans Görüntüleme(MR) kullanılır. Bazı durumlarda özellikle yaşlı hastalarda omurlarda ve/veya omurlar arası bölgede kireçlenmeyi daha iyi saptayabilmek için bilgisayarlı tomografi(BT) ve direk grafi(röntgen) çekimi gerekir. Omuz ve kol ağrısı olduğu durumlarda sinir kökü baskı seviyesini tam olarak saptamak amacı ile elektro fizyolojik bir tetkik olan sinir ölçüm testi yani EMG (elektromiyografi) de yapılabilir.
Tedavi
Boyun fıtığı tespit edilen hasta kişilerde ağrı genellikle kendiliğinden ortadan kalkar. İlk hafta şiddetli olan ağrı dört-altı hafta içinde azalarak ortadan kaybolur.
Bu dönemde kısa süreli bir dinlenme periyodu, ağrı kesiciler ve kas gevşeticiler (nonsteroid antienflamatuar ilaçlar ağrının ve sinir kökünde ödem söz konusu ise bunun azalmasına, kas gevşeticiler ise boyun kaslarının spazmının çözülmesini sağlarlar) çoğu zaman yeterli iken bazı hastalar için fizik tedavi egzersiz uygulaması ve boyun bölgesine yapılacak enjeksiyon uygulamaları gerekebilir.
Bu tedaviler yetersiz kaldığında ise cerrahi tedavi gerekebilir.
Ağrının kendiliğinden iyileşmesi hastalığın ortadan kalktığı anlamına gelmez, hastanın tekrar aynı ağrı atağına yakalanmamak için boynunu koruması ve boyun etrafında olan kasları güçlendirmek için boyun egzersizi yapması önerilir.
Cerrahi Tedavi
Boyun fıtığı için en çok yapılan cerrahi tedavi anterior servikal mikrodiskektomi ve füzyondur. Bu yöntemde amaç boynun ön tarafından yapılan kesiyle omurgaya yaklaşmaktır.
Diskin tamamı ve sinir köklerine baskı yapan fıtık çıkarılarak omurilik ve sinir köklerindeki bası kaldırılır.Disk içine hastanın kalçasından, kemik bankasından alınan kemik greft ya da kafes adı verilen suni greft yerleştirilir. Çoklu mesafe disk hernilerinde plak adı verilen metal parçası ile greftler desteklenir.
Kemik greft almadan disk mesafesine yapay disk (disk protezi) yerleştirilebilir. Bu yöntemin avantajı boyun normal hareketlerine izin vererek diğer mesafelerdeki başlangıç aşamasındaki disk hastalıklarının oluşmasını engellemesidir.
Farklı bir prosedür de omurga cisminin disk ile birlikte çıkarılması, ardından mesafeye metal parça ve kemik greft yerleştirilmesidir. Bu girişime de korpektomi ve füzyon adı verilir.
Arkadan yapılan boyun fıtığı çıkarılması ameliyatı da (posterior servikal diskektomi) uygulanabilir. Bu operasyonda omurganın arkasındaki kemik ve sinir köküne baskı yapan fıtık parçası alınır, bası altındaki sinir kökleri açığa çıkarılır.
Komplikasyonlar
Boyun fıtığınde etkili ve doğru bir cerrahi uygulandığında operasyon sonrası dönemde şikayetlerde belirgin azalma ya da kaybolma gerçekleşir.
Nadiren de olsa özellikle boynun ön tarafından yapılan girişimlerde , boyun bölgesinde bulunan anatomik yapıların (yemek borusu, soluk borusu, boyun ana atar ve toplar damarları) operasyon esnasında hasarlanma riski vardır. Ancak tecrübe ve azami dikkat edilmesi ile bu riskler azaltılmaktadır.
Geçici ses kısıklığı çok nadiren de olsa boyun fıtığı ameliyatı olan hastalarda görülebilmektedir. Genelde 3-4 hafta sonra kendiliğinden düzelir.
Operasyon sonrası boyun, kol ağrılarının tekrarlaması işlem öncesi olan sinir hasarına bağlı olabileceği gibi, boyun fıtığının başka bir seviyede oluşması ya da yetersiz cerrahi girişim gibi nedenlere de bağlı olabilir.
Korunma
Boyun fıtığının oluşmasında en büyük etkenlerden biri de strestir. Bel ve boyun gibi birçok hastalıkta stresin önemli rolünün olduğu bilimsel çalışmalarla desteklenmiştir. Özellikle büyük şehirlerde yaşayanlar için çok kolay olmasa da boyun fıtığından korunmak için öncelikle stresten uzak durmak gerekir.
Hareketsiz yaşam birçok sağlık problemini beraberinde getirdiği gibi boyun fıtığının oluşmasına zemin hazırlar. Özellikle iş hayatı durağan olan bir kişi bu sorunla daha fazla karşılaşır. Masa başı çalışanları risk grubundadır.
Hayatımızın bir yerinde spor mutlaka olmalıdır. Yürüyüş, yüzme, fitness, hatta basit egzersizler bile boyun kaslarının güçlenmesi için yeterli olabilir.
Yapılan ani ve ters hareketler ansızın boynun sakatlanmasına sebep olabilir. Birden kafanın çevrilmesi, bir yere uzanmaya çalışmak, refleks olarak herhangi bir şeyden kaçınmak boyunda hasara yol açabilir.Bilgisayar başındayken, televizyon izlerken, otururken ve yatarken boynumuzu yanlış pozisyonda tutmamalıyız. Uzun süren bu yanlış pozisyonlar boyun kaslarına ve sinirlere zarar verebilir. Yatarken uykun yastık seçmeli, bilgisayar ve televizyon karşısında doğru duruş sergilenmelidir.
Ağır yük taşımak bel fıtığı gibi boyun fıtığına da neden olabilir. Dengesiz ağırlık dağılımıyla bir yükün kaldırılması ve ani dönüşler de boyun fıtığına sebep olabilir. Ağırlık kaldırma sırasında sırtı düz tutarak, dizlerin bükülerek hareketin yapılması çok önemlidir.